feedburner

Duyuru:
Sitemize Yazar Alınacaktır.
İlgilenenler ozkanin401@hotmail.com
adresine mail yollayabilirler.

Ayakta idrar yapmak günah mıdır?

Etiketler:
Yazının Okunma Sayısı:

Soru: Ayakta idrar yapmanın hükmü nedir? Biz bir kitapta şunu okuduk: Allah'ın resulu buyurdu. Ayakta iken idrar yapmayın, edebe aykırıdır. Doğru mudur bu hadis?
 
Cevap: Sahih hadis kitaplarında bahsettiğiniz hadis bulunmamaktadır. Oturarak idrar yapmak, idrarın sıçramaması içindir. Peygamberimizin ayakta idrar yaptığına dair rivayet vardır. Ebû Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Bir gün Resulullah aleyhissalâtu vesselâm’la birlikte idim; küçük abdest bozma ihtiyacını duymuştu. Hemen bir duvarın dibine, kumlu toprak bulunan bir noktaya gelip abdest bozdu sonra da: “Sizden biri, küçük abdest bozmak isteyince uygun bir yer arasın!” buyurdu.” (Ebû Davud, Tahâret: 2)
Ebû Vâil’den gelen bir rivayet ise şöyledir: “Ebû Musa radıyallahu anh küçük abdest hususunda çok titiz davranır (üzerine sıçramaması için azami gayreti gösterirdi. O kadar ki) küçük abdestini bir şişe içerisine bozar ve: “Benî İsrâil’den birinin bedenine sidik değecek olsa, adam kirlenen derisini bıçakla kazırdı” derdi. (Bunu işiten) Huzeyfe radıyallahu anh dedi ki: “Arkadaşınızın titizliği bu kadar ileri götürmemesini tercih ederim. Ben, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’la bir beraberliğimizi hatırlıyorum. Beraber yürüyorduk. Derken bir kavmin bir duvar gerisindeki küllüğüne, çöplüğüne rastladık. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm, tıpkı sizden birinin ayakta yaptığı gibi durup ayakta idrar yaptı. Ben bu esnada kendilerinden uzaklaşmak istedim. Bana yakın durmamı işaret buyurdu. Geri gelip, hemen arkasında dikilip abdestini bozuncaya kadar bekledim.” (Buhârî, Vudû: 65, 66, 67, Mezâlim: 27; Muslim, Tahâret: 73, 74, (273); Ebû Dâvud, Tahâret: 12; Tirmizî, Tahâret: 9; Nesâî, Tahâret: 24.)
Ayakta idrar yapmak, “Hanbelî mezhebinde mubah, Malikîlere göre sıçrama ihtimali yoksa caiz, aksi takdirde mekruhtur. Âlimlerin çoğu “özürsüz olarak ayakta idrar yapmak mekruhtur, ancak buradaki kerahet, ten­zihi kerahettir” demişlerdir. Nevevî’nin ve Bezlü’l-Mechûd yazarının açık­lamalarına göre Hanefîlerin görüşü de budur.” (KAYNAK: Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Necati Yeniel, Hüseyin Kayapınar, Kontrol: Mehmed Savaş, Şamil Yayıncılık, İstanbul, 1987, c: 1, s: 51.)

0 yorum:

Yorum Gönder

Recent Comments