Şanslı Masa 27.Bölüm Full HD İzle
17:20 | 0 Comments
Türkiye'de çekilen "Hayalet Sürücü 2" filminin fragmanı yayınlandı - Video
Hayalet Sürücü yepyeni bir macerayla daha karşımızda.
İlk kez 3 yıl önce vizyona giren ve devamı olan "Hayalet Sürücü 2" filminin ilk fragmanı izleyicilerle buluştu.
Başrolde Amerikalı ünlü aktör Nicolas Cage'e Christopher Lambert Idris ElbaViolante Placido, Ciaran Hinds, Johnny Whitworth, Fergus Riordan eşlik ediyor.
İlgili Video:
Filmin bir diğer önemli özelliği ise final sahnelerinin Türkiye'nin peri bacaları ile ünlü merkezi Kapadokya'da ve Denizli'deki Antik Tiyatro'da çekilmiş olması.
Filmin fragmanında Kapadokya bölgesinin simgesi olan peri bacaları ve Denizli Antik Tiyatrosu'ndan sahneler de ağırlıklı olarak yer alıyor. ''Şeytanla anlaşma yapıp, kötülerin acımasız cezalandırıcısı olan Johnny Blaze'in hikayesi''ni anlatan film, bu sefer daha karanlık ve aksiyon sahneleriyle doluyken, görsel efektleriyle de dikkati çekiyor. Film, Şubat 2012'de ABD'de vizyona girecek.
01:47 | 0 Comments
Ayrılma Acısını Nasıl Dindirirsiniz?
01:21 | 0 Comments
İl İl Şehir Şehir Ramazan Bayramı Namaz Saatleri
30 Ağustos Salıo Günü Ramazan Bayramı’nın İlk günü ve dolayısıyla da sabahtan büyüğünden küçüğüne yaşlısından gencine tüm Müslüman alemi Ramazan Bayramı namazına gitmek için hazırda bekleyecek. Peki bayram namazı hangi şehirde saat kaçta kılınacak. İşte bilmeyenine ve merak edenine il il Ramazan Bayramı namaz saatleri takvimi yazımızın devamındadır..
Adana: 06.47
Adıyaman: 06.35
Afyonkarahisar: 07.05
Ağrı: 06.14
Aksaray: 06.51
Amasya: 6:42
Ankara: 6:55
Antalya: 7:06
Ardahan: 6:15
Artvin: 6:18
Aydın: 7:16
Balıkesir: 7:15
Bartın: 6:56
Batman: 6:23
Bayburt: 6:25
Bilecik: 7:06
Bingöl: 6:25
Bitlis: 6:19
Bolu: 6:59
Burdur: 7:07
Bursa: 7:10
Çanakkale: 7:20
Çankırı: 6:51
Çorum: 6:46
Denizli: 7:11
Diyarbakır: 6:27
Düzce: 7:01
Edirne: 7:19
Elazığ: 6:30
Erzincan: 6:28
Erzurum: 6:21
Eskişehir: 7:04
Gazıantep: 6:39
Giresun: 6:32
Gümüşhane: 6:28
Hakkari: 6:13
Hatay: 6:44
Iğdır: 6:10
Isparta: 7:06
İstanbul:7:10
İzmir: 7:19
Kahramanmaraş: 6:40
Karabük: 6:55
Karaman: 6:55
Kars: 6:13
Kastamonu: 6:50
Kayseri: 6:45
Kilis: 6:40
Kırıkkale: 6:52
Kırklareli: 7:16
Kırşehir: 6:50
Kocaeli: 7:06
Konya: 6:58
Kütahya: 7:07
Malatya: 6:34
Manisa: 7:17
Mardin: 6:25
Mersin: 6:50
Muğla: 7:15
Muş: 6:21
Nevşehir: 6:48
Niğde: 6:49
Ordu: 6:34
Osmaniye: 6:43
Rize: 6:23
Sakarya: 7:04
Samsun: 6:40
Siirt: 6:20
Sinop: 6:44
Sivas: 6:38
Şanlıurfa: 6:33
Şırnak: 6:18
Tekirdağ: 7:15
Tokat: 6:40
Trabzon: 6:27
Tunceli: 6:29
Uşak: 7:10
Van: 6:14
Yalova: 7:09
Yozgat: 6:47
Zonguldak: 6:58
KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da ise bayram namazı saat 06:56′de kılınacak.
00:09 | 0 Comments
Acun Ilıcalı’nın Yeni Programı O Ses Türkiye Yarışmasının Detayları
Acun Ilıcalı yaptığı birbirinden farklı projelerle yayınlandığı kanalların yüzünü güldürmeyi başardı ve türkiyeye malolan yeteneklerde keşfetti. İşte Acun Medya’ın yeni projelerinden biriyle daha yakın zamanda karşı karşıya kalacağız. Merakla beklenen yarışma şimdiden jüri üyeleriyle ses getirmeye başladı bile.
Yayınlandığı ilk ülke olan Hollanda’da izlenme rekorları kıran ‘The Voice of’, Amerika’da da yayına başladığı ilk günden itibaren büyük başarı elde etti.
Türkiye’nin en iyi seslerinden 4 ünlü sanatçının koçluk yapacağı yarışmanın jürisi netleşti.
Hadise ve Mustafa Sandal’dan sonra O Ses Türkiye’nin yeni jürisinde Murat Boz olarak belirlendi.
00:07 | 0 Comments
Öyle Bir Geçer Zaman ki Osman’a Kardeş Geliyor!
Fakat öyle bir ayrıntı göreceğiz ki herkes bu sahneyi dört gözle bekliyor eminiz..Evin 5.ci bireyi de diziye katılıyor..Ali Kaptan’ın tecavüzü sonrası hamile kalan Cemile bebeğini doğuracak.Erkek bebek dünyaya getiren Cemile’nin görüntülerininde olduğu fragman yayınlandı..İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki ve yeni fragman
00:02 | 0 Comments
Muhteşem Yüzyıl ve Behzat Ç. TVEN’e Transfer Oldu..
Bir süredir TNT’nin peşinde olduğu ve 39 bölüm karşılığında 50 milyon doların teklif edildiği öne sürülen Show TV’nin fenomen dizisi “Muhteşem Yüzyıl”ın TVEN’e satışının tamamlandığı belirtildi. Bununla yetinmeyen kanal yönetiminin sessiz sedasız dev bir transfere daha imza attığı iddia edildi. Star TV’nin Adam Film’in çektiği sıradışı polisiye dizisi “Behzat Ç.”yi de TVEN’in satın aldığı öğrenildi. Söylentiler doğru çıkarsa yeni sezonda “Muhteşem Yüzyıl” ve “Behzat Ç.”nin yeni bölümleri TVEN’de ekrana gelecek.
23:59 | 0 Comments
Network marketing caiz midir?
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Müminler, mallarınızı aranızda batıl yolla değil, karşılıklı rızaya dayalı ticaretle yiyin. Kendinizi öldürmeyin; Allah size karşı merhametlidir.” (Nisa 4/29)
23:49 | 0 Comments
Blazing Angels: Squadrons of WWII Oyun Bilgileri, Sistem Gereksinimleri ve Oyun Videosu
İşletim Sistemi: Windows XP
İşlemci: Pentium 4 veya AMD Athlon 64 2.4 GHz
RAM: 1 GB
HDD: 7 Gb
Ekran Kartı: Shader 2.0
Oyun Hakkında:
Bundan yıllar önce uçuş simalatörleri kolleksiyonum vardı. Çıkan her uçaklı, helikopterli oyunu alıp denerdim. Fighter Bomber, Combat Air Patrol, Flight of the Intruder, Gunship 2000, Red Baron ve B17 Flying Fortress benim favori oyunlarımdan bazılarıdır. O dönem neredeyse pilot olmak için askeriyeye gitmek istediğimden bahseder hale gelmiştim. Bu oyunlar insanı ekran başına bağlayabilen alışkanlık yapan oyunlardı. Tabii bu oyunlar simulasyon oyunları oldukları için uçağı dıştan görünüş yönetemiyorduk. Daha basit kontrolleri olan ve değişik bir uçuş oyunu arayan herkesin bulabileceği sadece bir oyun vardı ki simulasyon seven sevmeyen herkesi kendine aşık etmişti. O da efsanevi "After Burner" adlı harika oyundu. Bu oyun uçağı arkadan gördüğümüz ve tüm simulasyon komplikasyonlarını yok etmiş basit bir macera oyunuydu. Eminim bazılarınız bilgisayarlardan, bazılarınız atari salonlarından hatırlayacaktır bu oyunu. Ben işte o günlerden sonra bir daha o tadı verebilen basit bir uçak oyunu bulamamıştım. Ta ki "Ace Combat" serisine kadar. Hem grafikleri ile hem de oynanış tarzı ile beni en çok etkileyen aksiyon-simulasyon tarzındaki bu oyunu neredeyse tüm konsolcular biliyor artık. Ara sıra Ace Combat serisine rakip olmak adına piyasaya çıkan bazı oyunlar olsa da pek de yanına yaklaşır cinsten bir oyun göremedik henüz. İşte bu tarzda bir oyun olan Blazing Angels, PC ve Xbox'tan sonra şimdi de PlayStation 3 için çıktı.
Can dostlarınız Joe, Frank ve Tom
BAWW2'de bir filonun kaptanını yönetiyoruz. Tabii oyunun başında kaptan olarak başlamıyoruz. Fakat gösterdiğimiz başarılardan dolayı kısa sürede rütbe atlıyor ve en zorlu savaş bölgelerine gönderiliyoruz. Oyundaki üç arkadaşımız Joe, Frank ve Tom neredeyse tüm oyunda bizimle birlikte uçuyor ve radyo-telsiz ile hayli başımızı şişiriyorlar. Joe, 19 yaşında bir mekanik dehası ve oyun sırasında uçağımız hasar gördüğü zamanlarda acil tamir çözümleri üretiyor. Bunu nasıl yapıyor derseniz, çok fazla hasar gördüğünüz zamanlarda "sol" tuşa basıp Joe'ya "Bir el at abicim" diyoruz ve ekranda sırası ile rastgele tuş simgeleri çıkıyor. Aynı sıralama ile tuşlara basarsanız uçağınız bir anda yepyeni oluyor. Saçma tabii ama bu bir macera oyunu, gerçekçi bir simulasyon değil, çok da şaşırmamak gerekir. Frank 32 yaşında ve dogfight (uçakların havada kapışmalarına verilen ad. Türkçe'de "it dalaşı") konusunda uzman. Oyunda "sağ" tuşa basarak "Atıl Frank!" diyoruz ve seçili hedefe saldırmaya başlıyor Frank. Tom ise 26 yaşında ve oyundaki en büyük görevi sizin için hayatını öne sürmesi. Eğer aşırı derecede hasar aldıysanız "aşağı" tuşuna basarak "Tom abi, ölüyorum abi, kurtar gözünü seveyim" diyorsunuz ve Tom sizin peşinizdeki düşmanın önüne kendini atıp hasarı kendi üzerine alıyor. Tüm bu özellikleri belli bir süre ile kullanabiliyoruz. Ekranın sol altındaki barda görebileceğiniz gibi zamanla tekrar bu özellikler doluyor ve tekrar arkadaşlarınızdan yardım alabiliyorsunuz. Ayrıca "yukarı" tuşu ile arkadaşlarınıza bazı 'genel emirler' verebilirsiniz. Bunlar, belli bir bir formda beraber uçmak, etraftaki düşmanlara saldırmak ve size saldıranlarla uğraşıp sizi korumak. Tüm bu özellikler tamam belki ama uçağı tamir etme özelliği sayesinde oyunun zorluk seviyesi biraz kolaya indirilmiş bence. Görevler zaten çok da zor değiller, zorlandığınız bir kaç bölümde de aldığınız bu yardımlarla ayakta kalmanız mümkün.
Pearl Harbor, Normandiya, Paris... Filomuz her yerde
Oyunumuzda 2. Dünya Savaşı'ndaki en önemli muharebe alanlarına göreve gidiyoruz. Bunların arasında Afrikadaki savaşlardan Normandiya çıkartmasına, Pasifik'ten Pearl Harbor'a, Paris'den Berlin'e kadar bir çok bölge ve savaş alanı var. Eski versiyonuna iki yeni görev eklemişler, oyun toplam 20 bölümden oluşuyor. 20 görevi de bitirince 'Mini Görevler' kısmı açılıyor ve size yeni uğraşlar çıkıyor. Görevler genelde dörte ayrılıyor. Bombardıman yaptığımız, füze attığımız, torpido kullandığımız ve makinalı tüfeğimizle hava savaşı yaptığımız görevler. Oyunda bir hedefi yok ettiğimizde radyo ile yeni hedefler verilebiliyor ve bazen hem bombardıman yapıyor hem de hava savaşında bulunuyoruz aynı görev içerisinde. Görevler birbirine benzemesin diye çok uğraşmış olsalar da yine de bazen sıradanlaşmaya başlıyor.
Oyunu isterseniz ekranı ikiye bölerek arkadaşlarınızla oynamak mümkün. Ekranı bölerek oynarken, daha sonra açıklayacağım online oyunlarından her hangi birini seçebilirsiniz. Ayrıca 'Ace Combat'da olduğu gibi 'Arcade' bölümü var. Sanki bir arcade salonunda oynarmış gibi, konusuz, dalga dalga gelen düşmanları vurduğunuz, zaman geçirmek için yapılmış bir bölüm bu.
Tek kişilik senaryo ile ilgili vermek istediğim bazı tavsiyeler var. Bombardıman yaptığımız bölümlerde makinalı tüfeğin hedefi dışında yer seviyesinde küçük bir hedef görüyoruz. Bu yer hedefi size bombayı o anda bıraksanız düşeceği noktayı gösteriyor. Mesela uçak savar ve tanklardan oluşan bir grubun üzerine bomba atarken çok alçalıp kendinizi harcamamanızı tavsiye ederim. Yüksekten uçup L2 tuşuna basarak hedefi gösteren kameraya geçerseniz hedefiniz tam düşmanın üzerindeyken L1 ile bombaları salıverin. Birazdan radyodan "Çok güzel vurdun abi" gibi sözler duyunca mutlu olacaksınız. Füze kullanırken ise makinalı tüfeğinizin hedefi füzeler için de kullanılıyor. L1 tuşu ile füze atarken, mümkün olduğunca 30-45 derecelik bir açı ile hedeflere alçalırsanız, tekrar burnunuzu yükseltip düşmanlara çok yaklaşmadan kaçmanız mümkün olur. Suya torpido bırakıp kurvazörleri yokettiğiniz bölümler her ne kadar çok zevkli olsa da en tehlikeli görevler diyebiliriz. İyice alçaktan uçup kurvazöre denize paralel yaklaşmanız gerekiyor. Ekranda çıkacak olan göstergedeki iki küçük okun yeşil olup göstergenin köşelerine yaklaştığını görünce L1 tuşu ile torpidoları salabilirsiniz. Bu bölümlerde mümkün olduğunca dışta duran yalnız kurvazörlerle başlayıp içe doğru gitmenizi tavsiye ederim. Yoksa alçaktan uçtuğunuz için sizi kevgire çevirmekte dakika kaybetmeyeceklerdir. Oyunda en çok karşınıza çıkacak olan hava hedefleri ile dogfight sahneleri ise bazen çok kolay bazense zorlayıcı. Bu tarz hedeflerde sizin kontrol yetenekleriniz ön plana çıkıyor. Ama küçük bir tavsiye vermek gerekirse, manevra ve dönüşler sırasında sol analog'u geri çekip daha keskin dönüşler yapabilir ve düşmanınızın arkasına daha rahat geçebilirsiniz. Tabii ki uçağınızda füzeniz varsa bunları hava savaşında da kullanabilirsiniz ama ısı kontrollü güdümlü füzeler olmadığı için sadece düz gidiyorlar ve yakındaki düşmanlarınız için işe yarıyorlar sadece. Dediğim gibi dogfight'larda başarının anahtarı sıkı kontrol.
Kontrollerden online oyuna kadar detaylar
Uçağın kontrolleri için sol analog ve sağ analogu kullanıyor olsak da PS3 sahipleri SixaxiS'in tilt özelliğini kullanarak uçağı yönetebilirler. PS3 için LAIR ve Warhawk gibi bir çok uçuş oyununun böyle oynanabilecek olduğunu biliyoruz ve bu ilk SixaxiS uçuş oyunu kontrolümde neden bu konu üzerinde çok durduklarını daha iyi anladım. Kesinlikle harika bir özellik. Her ne kadar senelerdir analog ile kontrollere alışmış olduğumuzdan ilk başlarda kolay gelmese de gerçekten SixaxiS çok hassas ve kullanışlı. Ben çok daha kötü bir performans bekliyordum açıkçası fakat beni şaşırtacak kadar kolay ve rahat kullanımı. Tabii ki isterseniz analog ile kontrol mümkün ve belki daha rahat ama mutlaka denemenizi tavsiye ederim, çok hoş bir deneyim tilt özeliği ile uçağımızı kontrol etmek.
BAWW2 grafikleri ile parmak ısırtacak cinsten bir oyun olmasa da kötü grafikli bir oyun da değil. Oyunun 360 ve PC versiyonunda grafikleri daha bir keskin, PS3 versiyonu ise biraz daha yumuşak hatlı. Daha iyi veya kötü diyebileceğimiz pek bir fark yok açıkçası. Uçaklar fena değiller, hepsinin dizaynı güzel aslına bakarsanız. Gördüğüm en iyi uçak grafikleri değil belki ama oyunun atmosferine uygunlar. Hasar gördüğümüzde kanatlarımızdan veya motordan çıkan dumanlar ve alevler oyuna ayrı bir hava katıyor. Binaların ve yer birimlerinin detayları çok fazla değil ama zaten çok da önemli değil çünkü o kadar yakınlarına girmememiz gerekiyor mantıklı olarak. Oyunda hızımızı arttırdığımızda görüntü yanlardan biraz bulanıklaşıyor ve hızlı gittiğimizi hissediyoruz. Ayrıca Paris ve Berlin gibi büyük şehirlerin grafikleri daha bir güzel. Özellikle Eyfel kulesinin bacaklarının arasından geçmek ve binalara çarpmadan hemen yükselmek çok keyifli.
Seslere gelince biraz düşündürücü. Seslendirmeyi yapan kişiler fena değil aslında ama diyaloglar biraz ruhsuz ve kayıt gibi kalmış. Ayrıca bazen bölümü geçtiğinizde karakterimizin ruh halini anlatıp duygusallık yapması uzun sürüyor ve sıkıcı oluyor. Elimizde controller, haydi bitsin artık arkadaşın hikayesi de yeni bölüme başlayalım diyorsunuz. Ses efektleri de oyuna uygun çok da kötü olmayan efektler.
Online modu sayesinde biraz daha kendini toparlıyor BAWW2. Hiç de kötü olmayan oyun stilleri ile 16 kişiyi aynı anda kaldıran serverları ile online modunda uzun bir süre oyalanabilirsiniz. Malesef COD3'de olduğu gibi bu oyunda da aradığım rank sistemini bulamadım. Oyunlarda aldığınız puanlar iyi bir puanlama sistemi ile kaydedilmiyor. Evet belki sıralamarı görebiliyoruz ama daha ayrıntılı bilgilerinizi içeren bir tablo sistemi yapılabilirdi. Fakat online oyun yine de hayli zevkli. Kamikaze, Onslaught, Dogfight, Historical Battles, Duel, Bombing Run stillerinden birini seçerek kendi oyununuzu yaratabilir veya açılmış oyunlara katılabilirsiniz. Unutmadan eklemeliyim ki oyunu LAN üzerinden başka PS3'lerle oynama şansınız da var.
Son sözler
Blazing Angels: Squadrons of WW2 türüne yenilikler getirmeyen, bizleri çok fazla heyecanlandırmayan bir oyun olsa da çok da kötülenecek bir oyun değil. Özellikle başta bahsettiğim gibi uçaklı oyunlardan hoşlanıyorsanız denemenizi tavsiye ederim. Oyun önceki versiyonundan daha gelişmiş olmasa da ekledikleri bir kaç görev ve uçak, kontrollerde SixaxiS kullanabilme imkanı ile kendini az da olsa yenilemeyi başarmış. Ben oyunu bitidikten sonra tek kişilik bölümlerini tekrar oynama isteği duymadım ama online oynayarak bir süre için keyifli zaman geçirdim.
Eğer uçuş oyunlarını seviyorsanız ve bu aralar bir değişiklik arıyorsanız, Blazin Angels kafanızı dağıtmak için, gelip geçici, hoş bir oyun.
OyunVideosu:
23:46 | 0 Comments
2011-2012 Üniversite Harçların va Katkı Paylarına Zam Yapıldı Mı Ücretler Fiyatlar Ne Kada?r
Bakanlar kurulunun aldığı karara göre üniversitelerdeki lisans programlarına göre fakülte fakülte harç miktarları şöyle açıklandı..
Tıp fakülteleri 591 TL,
diş hekimliği ve eczacılık fakülteleri 494 TL,
veteriner fakülteleri 386 TL,
tıbbi biyolojik bilimler ve fizik tedavi ve rehabilitasyon programları ile teknik eğitim fakülteleri 281 TL,
İTÜ İşletme Fakültesi 402 TL,
mühendislik, mimarlık, mühendislik-mimarlık, inşaat, makine, maden, elektrik-elektronik, kimya metalürji, mühendislik ve teknik, uçak ve uzay bilimleri, ziraat ve orman fakülteleri, mimarlık ve tasarım ile mühendislik ve doğa bilimleri fakülteleri 387 TL,
gemi inşaat ve deniz bilimleri, deniz bilimleri, su ürünleri, denizcilik, tekstil teknik ve tasarım, sanat ve tasarım, güzel sanatlar fakülteleri 316 TL,
fen, fen-edebiyat (fen programı), dil ve tarih-coğrafya, ilahiyat, eğitim, mesleki eğitim, sağlık eğitim, sağlık bilimleri, endüstriyel sanat eğitim, ticaret turizm eğitimi, eğitim bilimleri, edebiyat, fen-edebiyat (edebiyat ve sosyoloji programı) iletişim bilimleri ve iletişim fakülteleri ile insani bilimler ve edebiyat fakültesi 284 TL,
hukuk, iktisat, işletme, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler 313 TL, Açıköğretim Fakültesi 71 TL
devlet konservatuvarlarında 589,
sivil havacılık yüksekokullarında 470,
mesleki teknoloji, tütün eksperliği, ev ekonomisi 227 TL,
bankacılık ve sigorta, uygulamalı bilimler, ilahiyat meslek, sağlık, endüstriyel sanatlar, takı teknolojisi ve tasarımı, beden eğitimi ve spor, spor bilimleri teknolojisi, fizik tedavi ve rehabilitasyon, hemşirelik, ulaştırma, engelliler entegre, tapu kadastro, sağlık hizmetleri, turizm ve otelcilik işletme ve turizm işletme ve otelcilik, sivil havacılık, sosyal bilimler, teknik bilimler, su ürünleri, denizcilik, deniz işletmeciliği ve yönetimi, adalet yüksekokulları ile ormancılık ve uzaktan eğitim meslek yüksekokulunda 190 TL olarak alınacak.
Lisansüstü öğrenim yapan öğrenciler ise 258 TL ödeyecek.
İKİNCİ ÖĞRETİM HARÇ ÜCRETLERİ İSE
Veteriner fakültesi ile tıbbi biyolojik bilimler programı, fizik tedavi ve rehabilitasyon programı 2 bin 134 TL,
gemi inşaat ve deniz bilimleri, deniz bilimleri, su ürünleri, denizcilik, sanat ve tasarım, güzel sanatlar, tekstil teknik ve tasarım ile gemi inşaatı ve denizcilik fakülteleri 1924 TL,
mühendislik, mimarlık, mühendislik-mimarlık, mühendislik ve teknik, mimarlık ve tasarım, inşaat, makine, maden, elektrik-elektronik, kimya metalurji, uçak ve uzay bilimleri, ziraat, orman fakülteleri 1529,
fen, fen-edebiyat (fen programı) 1281 TL,
hukuk, iktisat, işletme, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri 1155; teknik eğitim fakültesi 1147 TL,
Dil Tarih ve Coğrafya, eğitim, mesleki eğitim, sağlık bilimleri, sağlık eğitim, endüstriyel sanat eğitim, ticaret turizm eğitim, turizm, insani bilimler ve edebiyat, eğitim bilimleri edebiyat fakülteleri 1027 TL,
fen- edebiyat (edebiyat ve sosyoloji programı) iletişim bilimleri ve iletişim fakülteleri 962 TL
İkinci öğretimde yüksekokullarda ise öğrenim ücretleri 770 TL ile 4 bin 268 TL arasında değişiyor.
İkinci öğretimde devlet konservatuvarı ve sivil havacılık yüksekokulu öğrencileri 4 bin 268 TL,
meslek yüksekokulları, tapu kadastro meslek yüksek okulu, sağlık hizmetleri meslek yüksek okulu, turizm ve otelcilik işleri, sivil havacılık meslek yüksek okulu, adalet meslek yüksek okulu, uzaktan eğitim meslek yüksek okulu, su ürünleri meslek yüksek okulu öğrencileri 770 TL ödeyecek.
20:55 | 0 Comments
McAfee VirusScan Enterprise 8.8 Full İndir
McAfee VirusScan, ev ve iş yerlerinizde bilgisayarlarınızın güvenliğini sağlayabileceğiniz bir virüsten koruma yazılımıdır. Yazılım sahip olduğu 7 modül ile sisteminizi zararlılara karşı korumaya çalışmaktadır. Oldukça gelişmiş bir yapıya ve köklü bir geçmişe sahip olan araç bir konsol yardımıyla yönetilmektedir. Ayrıca sistem çubuğu üzerinden kolay erişime de açıktır.
Erişim Koruması (Access Protection)
Gelen ve giden ağ trafiğini tüm portları denetleyerek izleyen bu modül tehlikeli olabilecek girişimleri engellemektedir. Açık portlar üzerinden yapılabilecek saldırılara karşı her an hazır olan yazılım gerektiğinde portları kapatabilme yeteneğine sahiptir. Bu sayede hem gönderilen hem de alınan veriler kesilmiş olacak ve olası tehdit ortadan kalkacaktır. Bilindiği üzere bilgisayar aygıtlarına erişim her biri ayrı numaralar almış portlar sayesinde yapılmaktadır. Örneğin; klavyeniz ile girdiğiniz komutlar ağ üzerinde aktarılmak için 60h portunu kullanır. Bu portun denetimi bir bilgisayar korsanının eline geçtiğinde artık yapabileceğiniz pek bir şey kalmaz. İşte bu modül bu tarz tüm olumsuz durumların önüne geçmeyi görev edinmiştir.
Aynı modül dosya ve dizin paylaşım güvenliğini de sağlayabilmektedir. Bilgisayarınız üzerindeki dosya ve dizinlerin bir başka ağ kullanıcısı tarafından kullanılması sisteminizi tehlikeye düşürebilecek bir durumdur. Bu modül ile istediğiniz takdirde dosya ve dizinlerinizin paylaşımını tamamen kapatabilirsiniz. Ayrıca dosya ve dizin paylaşım erişimlerinde yalnızca okuma hakkı da verebilirsiniz. Hangi dosya dizinlerinize ne tür izinler vereceğinizi ayarlayabilir ya da varsayılan ayarları ile kullanabilirsiniz. Bu işlevi varsayılan ayarı ile kullanmanız paylaşım güvenliğinize yetecektir. Bu modülün son işlevi olan raporlama seçeneğinde tutulan günlük dosyalarının limitini, hangi biçimde tutulacağını ve nereye kaydedileceğini ayarlayabilirsiniz.
Tampon Bellek Taşma Koruması (Buffer Overflow Protection)
Bilgisayar korsanlarının denetlenmeyen bellekler üzerinde taşırma yaparak serbest biçimde zararlı kod kullanmasının önüne geçmeye yarayan modüldür. En çok kullanılan saldırı yöntemlerinden birisi olan Buffer Overflow bilgisayardaki ara belleğin daha boşaltılmadan üzerine veri yazdırılması ile gerçekleştirilebilmektedir. Temel amaç sistem üzerinde bir açık kapı oluşturarak sisteme sızmaktır. İşletim sistemi gönderilen normal veriyi ara bellekte yer kalmadığı için bir kod gibi işlediği anda artık sistem korsanın eline geçmiştir. Güvenlik Duvarlarında da bulunan bu işlev gerçekten sistem koruması için büyük önem taşımaktadır. Kesinlikle etkin biçimde çalıştırmanız gerekmektedir.
Elektronik Posta Taraması (On-Delivery E-mail Scanner)
Günümüzde bilgisayar sistemlerine giren zararlıların büyük bir kısmı elektronik postalardaki zararlı kodlar, bilinmeyen bağlantılar ve içerisinde zararlıların bulunduğu ek dosyalarla bulaşmaktadır. Bu modül bilgisayarınızda kullanmış olduğunuz E-Posta istemcisi ile gönderdiğiniz ve aldığınız postaları tarayarak oluşabilecek tehlikelerin önüne geçmektedir. Aldığınız ve gönderdiğiniz postalardaki ekli dosyaların isterseniz tüm türlerini isterseniz varsayılan olanlarını ve kendi seçtiklerinizi taratabilirsiniz. Yazılım sahip olduğu sezgisel tarama özelliği ile henüz tanımlanmamış olan bilinmeyen zararlıları algılayabilmekte, sıkıştırılmış dosyaları tarayabilmektedir. Varsayılan olarak dosyalarda bir zararlı tespit ettiğinde gerçekleştirilen işlem temizlemedir. Yani sisteme hiç bir zarar vermeden ekli dosyayı arındırmaktır. Eğer arındırma işlemi yapılamazsa zararlının bulunduğu dosya karantina dizinine taşınmaktadır. Varsayılan ayarları ile kullanmanız uygun olacağı gibi tercihinize göre de değiştirebilirsiniz.
İstenmeyen Yazılım İlkeleri (Unwanted Programs Policy)
Virüsler dışındaki zararlılara karşı koruma sağlayan bu modül tercihinize göre sahip olduğu veritabanı ile diğer türden zararlıları da tanımlayıp temizleyebilmektedir. Casus yazılımlara (spyware), reklam amaclı yazılımlara (adware), uzaktan yönetim araçlarına (remote administration tools), numara çeviricilere (dialers), şifre kırıcılara (password crackers), şaka amaclı araçlara (jokes) ve diğer istenmeyen yazılımlara karşı sisteminizi hazır durumda tutmak isterseniz her bir zararlı çeşidi için uygun kutucukları işaretlemeniz gerekmektedir. Özellikle ilk 5 sıradaki zararlıları tanımlanır halde ayarlamanız sistem güvenliğiniz açısından oldukça önemli bir durumdur.
Anlık Erişim Taraması (On-Access Scanner)
McAfee VirusScan Enterprise yazılımının en önemli modülü olan ve gerçek-zamanlı sistem koruması sağlayan bu modül sisteminizin tüm noktalarını anlık olarak taramaktadır. Gercekleştirdiğiniz tüm işlemleri takip ederek olası bir zararlının bulaşmasını engellemekte, sistem açılışında kendiliğinden çalışan uygulamaları denetlemektedir. İşletim sistemini ilk yüklenme evresinde başlangıç virüslerine karşı taramakta ve bilgisayar kapalıyken takılı bir disket sürücü varsa yine aynı tehlikeye karşı onu da denetimden geçirmektedir. javascript ve VBScript kodları ile bulaştırılmaya çalışılan zararlı kodları da algılayan bu modül izinsiz yapılan uzaktan bağlantı girişimlerini de engelleyebilmektedir. Sistem üzerinde çalışan işlemleri de anlık olarak izlemekte varsayılan olarak; tüm dosya türlerini taramakta, bulduğu zararlılara önce temizleme daha sonra karantinaya alma işlemi uygulamakta, henüz tanımlanmamış zararlıları sezgisel tarama yeteneği ile tespit etmektedir. Sıkıştırılmış dosyaların taranmasını istemeniz durumunda ilgili seçenekleri de işaretleyebilirsiniz.
İsteğe Bağlı Disk Taraması (On-Demand Scan)
Bu modül ile sabit diskinizdeki istediğiniz bir alanda tarama yapabilmektesiniz. Oldukça hızlı biçimde tüm sabit diskinizi tarayabilen yazılım bulduğu zararlıları sistemden temizleyebildiği gibi oluşturdukları hasarı da onarabilmektedir. Program virüslerini, makro virüsleri, tanımlanmamış zararlıları, boot yani sistem açılış virüslerini, tüm istenmeyen yazılımları bulabilen bu modül istenildiği takdirde periyodik olarak da tarama yapabilmektedir. Yani ayarlamış olduğunuz zamanlarda mevcut seçenekleri ile de işlem yapabilmektedir.
Kendiliğinden Güncelleme (Auto Update)
Güvenlik yazılımlarının vazgeçilmez özelliklerinden birisi olan kendiliğinden güncelleme ile yazılım yeni çıkan tehlikelere karşı veritabanını güncelleyerek hazır durumda çalışmaktadır. Veritabanını günlük olarak kendiliğinden güncelleyebildiği gibi önemli durumlarda da hızlı güncellemeler yapabilmektedir. Hafta içi her gün mutlaka güncellenen veritabanı ile yazılım yeni tehlikelere verdiği önemi göstermektedir. Elle de güncelleme imkanınız bulunmakta, ayrıca güncellemeleri istediğiniz periyotlarda da yaptırabilmektesiniz. Varsayılan ayarları ile kullanmanız yararınıza olacaktır.
Program 32 bit ve 64 bit sistemler için uyumludur. Kurulum katılımsızdır. Kurulumdan önce güvenlik duvarınızı kapatmanız ve Vista ve Win 7 kullananların programı sağ tıklayıp yönetici olarak çalıştırmaları gerekmektedir.
Download: McAfee VirusScan Enterprise
http://www.wupload.com/file/100940226/McAfee_VirusScan_Enterprise_v.8.8_x86-x64.rar
20:49 | 0 Comments
İffet Dizisi Oyuncu Kadrosu, Hangi Kanalda, Ne Zaman
Başrollerde Müjde Ar ve Faruk Peker ‘in Yer Aldığı, Yönetmenliğini Kartal Tibet ‘in Yaptığı 1982 Yapımı Türk Filmi Olan “İffet” Star Tv Kanalında Şimdide Dizisiyle Adından Söz Ettireceğe Benziyor.
“İffet” Dizisi Gold Film Yapımcılığı Tarafından Yürütülmektedir. Dizinin Yönetmeni Faruk Teber, Senaristi Zülküf Yücel dir.
Eylül Ayı İçerisinde Star Tv Kanalında Yayın Hayatına Başlayacak Olan “İffet” Dizisi, İstanbul – Balat ve Çevresinde Çekiliyor.
İffet Dizisinin Başrol Oyuncu Kadrosu Şu Şekildedir;
Deniz Çakır (iffet), İbrahim Çelikkol, Mahir Günşıray, Zuhal Olcay, Mehmet Çevik ve Melike Güner.
20:48 | 0 Comments
Bayram Tatili 9 Gün mü 2011 Ramazan Şeker Bayramı Ne Zaman
2011 Yılında Ramazan (Şeker) Bayramı Tatili 29 Ağustos 2011 Pazartesi Arefe Günü ile Başlıyor;
30 Ağustos 2011 Salı Ramazan Bayramı 1.Günü
31 Ağustos 2011 Çarşamba Ramazan Bayramı 2.Günü
1 Eylül 2011 Perşembe Ramazan Bayramı 3.Günü
Arefe, Bayram ve Arada Kalan Cuma da Tatil Yapıldığından. 9 Günlük Bayram Tatili 27 Ağustos 2011 Cumartesi Günü Sabah Başlıyor – 4 Eylül 2011 Pazar Günü Akşamı Sona Eriyor.
20:46 | 0 Comments
ALS Hastalığının Nedeni Bulundu!
Bilim adamları, protein tamir sürecinin doğru işlememesine de yine bir proteinin neden olduğunu ifade etti. Bilim adamları, ancak ALS hastalarında Ubiquilin2 proteininin çalışmadığını, aksine hasarlı proteinlerle birlikte sinir hücrelerinde biriktiğini ve bunların ölümüne neden olduğunu bildirdi. Ailede birden fazla ALS’li olan hastalarda ayrıca Ubiquilin2 geninde mutasyon tespit edildi. ALS hastalarında ileri derecede kas felci görülüyor. Hastalık ilerledikçe yutkunmak, konuşmak hatta nefes almak zorlaşıyor.
Hastalığın bir türü, bunamaya neden oluyor ve hasta konuşmayı unutuyor, en basit işlerini dahi yapamıyor. Vakaların sadece yüzde 10’u genetik. Hastalık ağırlıklı olarak birdenbire ortaya çıkıyor.
20:44 | 0 Comments
Kuzey ve Güney Dizi Oyuncuları Kimler ?
KUZEY – (KIVANÇ TATLITUĞ)
Delikanlı’ sıfatını özetliyor. Babasının çabuk yükselen öfkesini, annesinin güzelliğini almış.Tam bir sokak çocuğu olarak büyümüş. Tembel, haylaz, umursamaz, kavgacı bir çocuk. İstediği anda, istediğini yapmaya alışmış, bunun yüzünden çok dayak yemiş. Babasının otoritesini her fırsatta delmiş. Hırçınlığı üzerine o kadar yapışmış ki, insanlara karşı temkinli, hiç alttan almıyor, töleransı yok. Ama ailesine çok düşkün. Sahip olduklarına çok düşkün. Etrafındakilerden birine zarar geleceğini düşünse, gözünü kırpmadan bıçağa yumruk atacak kadar gözü kara bir karakter. Bu özellikleri de hayatı boyunca canını yakıyor. Ağabeyinin ilk aşkı, onun da büyük aşkı.
GÜNEY – (BUĞRA GÜLSOY)
Çok hırslı bir çocuk. Babasının hırsını, annesinin yumuşaklığını almış. Kuzey’in tam zıddı bir karakter. Okul hayatı çok başarılı geçmiş, çalışkan bir çocuk. Babası onun, girişimciliğinden rahatsız, zaman zaman yolunu kesiyor onu simit fırınına bağlamak üzere bastırmaya çalışıyor. Büyük hayallerinden babasının rahatsız olduğunun farkında. Ondan hem ürküyor, ama azar işitmemek hakaret duymamak için hem onun istediklerini yapmış hem de kendi hayalleri için çaba sarf etmiş bir çocuk. Tam anlamıyla babasına katlanıyor, bu arada annesini de, babasına çaktırmadan koruyor. İlk çocuk olmanın avantajını, Kuzey doğana kadar yaşamış. Kuzey’in yaramazlıklarından, o da zarar görmüş, büyük oğlan olarak onun dayaklarını yemiş babasından. Paraya çok değer veriyor. Parasının kıymetini iyi biliyor. İyi ilişkiler kurmanın, geleceği için iyi bir yatırım olacağının farkında. Lise yıllarından beri Cemre’yi seviyor. Geleceğe ait planlarında Cemre’nin büyük yeri var. Onunla evleneceğini biliyor.
CEMRE ÇAYAK – (ÖYKÜ KARAYEL)
Kuaför Gülten’in biricik kızı. Annesi, babasından çok küçük yaşlarda ayrılmış. Yalnız büyümüş, Güney gibi hırslı bir kız. Annesinin değer yargılarıyla büyümüş, zengin bir hayatın özlemi içinde. Annesiyle, Kuzey ve Güney’in oturdukları mahalleye taşındıklarında, hemen iki kardeşin de ilgisini çekmiş. Bunun çok farkında ama o, Güney’i seçmiş. Kuzey adam olmaz ama Güney, onu hayallerine taşıyabilecek bir çocuk, üstelik çok aşık. Güney’in sakinliğinden ve hırsından hoşlanıyor.
SAMİ TEKİNOĞLU – (MUSTAFA AVKIRAN)
Kuzey ve Güney’in babası, Tekinoğlu simit ve kurabiye fırınının sahibi. 60 yaşlarında. Sert görünüşlü, afını esirgemeyen, biraz da patavatsız bir adam. Sevgisini gösteremeyen, duygu eksiği. Çocuklarına karısına karşı da öyle, çünkü kendi babasından da aynı muameleyi görmüş.. Karısını sadece ona iki erkek evlat verdiği için yüceltmiş. Tam bir diktatör.
HANDAN TEKİNOĞLU (SEMRA DİNÇER)
Kuzey ve Güneyin annesi. Orta halli bir ailenin tek kızıyken, Sami’yi sevmiş, ailesi onunla evlenmesini istememiş. Buna rağmen direnmiş ve evlenmiş. Zaman içinde Sami’nin aksiliği ve istenmeyen bir damat olmasının hırçınlığıyla tamamen uzaklaşmış. Oğulları dünyaya geldikten sonra, bir süre evde itibarı artmış, sonrasında da, Sami’nin çocuklarının bakıcısı haline gelmiş. Şimdi ellli yaşlarında. İçinde başka bir hayatın özlemi gizli..
GÜLTEN ÇAYAK – (ZERRİN TEKİNDOR)
Cemre’nin annesi, 40′lı yaşlarının sonunda, yalnız, yarım kalmış bir kadın. Mutsuz evliliğini bitirip, kızını tek başına büyütmüş. Kimseye muhtaç olmadan kuaförlük yaparak hayatını kazanmaya çalışıyor. Kendisi de mutsuz bir ailede büyümüş, küçük yaşlardan itibaren kuaför yanında çalışmaya başlamış, büyük hayalleri var, ama bu hayallerinin yanına bile yaklaşamamış. Kızı büyüdükçe, gerçekleştiremediği hayallerine kızının ulaşmasını umut ediyor..
ALİ GÜNTAN – (RIZA KOCAOĞLU)
Kuzey’in en yakın arkadaşı ve Kuzeyin Cemre’ye aşkının sessiz şahidi. Bunu Kuzey’le bile konuşmuyor. Kuzey ,Güney’le aynı mahallenin çocukları. Ali kendisiyle ilgili hiçbir problemi olmayan, son derece neşeli, kalender bir genç. Pazarcılık yaparak hayatını kazanıyor. Amcasının tezgahlarında çalışıyor.
BANU SİNANER – (BADE İŞÇİL)
Atilla Sinaner’in kızı, Güney’in üniversiteden sınıf arkadaşı. Çok varlıklı, eğitimli, donanımlı, sosyal çevresi geniş. Kendine güveni tam. Annesi ve babası birkaç yıl önce medeni bir şekilde ayrılmışlar. Banu’nun annesiyle ilişkisi hiç kopmamış ama, babasına daha yakın. Engel tanımayan bir kız. Babasıyla demokratik bir ilişkisi var. Çevresindeki çoğu erkek tarafından ulaşılmaz bir yerde. Taviz vermeyen kişiliği onun erkeklerle uzun süreli arkadaşlıklar kurmasına engel oluyor.
ATİLLA SİNANER – (ÜNAL SİLVER)
Çok zengin ve saygın bir iş adamı. Çok başarılı. Genel olarak iyi bir insan. Güney’in en büyük destekçisi. Onun hırsını ve potansiyelini keşfeden adam. Banu’nun Güney’e olan büyük aşkı da Güney’i onun için önemli yapıyor.
BARIŞ HAKMEN – (ÇAĞDAŞ ONUR ÖZTÜRK)
Banu’nun anne bir baba ayrı ağabeyi, Atilla Sinaner’in şirketlerinin küçük hissedarı.. Yakışıklı hırslı bir adam. Barış Hamken, Sinaner şirketler grubunda, daha çok söz sahibi olmak istiyor..
VENÜS TEZEREL – (GÖKŞEN ATEŞ)
Barış’ın uzatmalı sözlüsü, müstakbel nişanlısı stil ikonu.. Bir an önce Hakmen soyadını alıp, kendini garantiye almak isteyen, güzel kadın.. Banu’nun yaşadıklarının en yakın şahidi..
SİMAY CANAŞ – (HAZAR ERGÜÇLÜ)
Güney’i kafaya alacak varoş kız. Eğlenceli, renkli, fettan, tehlikeli..
20:43 | 0 Comments
2011-2012 Beşiktaşın Uefa Avrupa Ligi Rakipleri Kimler
20:40 | 0 Comments
Rıdvan Dilmen Yorumculuğu Bıraktı İşte Konuşması
İşte haberimizin videosu..
06:10 | 0 Comments
Star Tv Yeni Sezon Tanıtım Reklamı 2011-2012
05:54 | 0 Comments
Twitter’da TT, Twit, FF ve RT Nedir, Anlamı Açılımı Nedir
TT: Top Trend Sağ Taraftaki En Çok Konuşulan Konuların Listelendiği Bölüme Denir. Örneğin Bugün “#Provokecuriosity” TT Olmuş.
FF: Twitter’da Kullanılan #ff Etiketidir. Friday Follow Anlamına Gelen Bu Etiket İle Takip Ettiğiniz Kişilerin Sizi Takip Edenlerinde Etmesini Sağlamak İçindir. #ff @Alemfrm Yazdığınızda Alemfrm’yi Takip Et Anlamına Gelmektedir. Yalnız Bu Etiket Sadece Cuma Günleri Yapılır.
RT: Retweet Anlamında Kullanılmaktadır. Yani Yazdıklarınızın Başkaları Tarafından “Retweet” Tuşuna Basılıp Kendi Profillerinde Paylaşılmasıdır.
Twit: Twitter’da Attığımız Her Bir İletiye Verilen İsim.
05:43 | 0 Comments
Horse Racing Manager 2 Oyun Bilgileri, Sistem Gereksinimleri ve Oyun Videosu
İşletim Sistemi: Windows 2000/XP
İşlemci: Pentium 4 @ 1.5 GHz
RAM: 6 Mb
HDD: 2 Gb
Ekran Kartı: 64 Mb GeForce 3
Oyun Hakkında:
Horse Racing Manager 2, 2007 yılı yapımı bir at yarışı oyunudur. At yarışları hem Türkiye’de hem de dünyada rağbet gören bir yarış türü olup, bu oyun da at yarışlarının bilgisayar ortamında oyun olarak oynanmasını sağlar.
OyunVideosu:
05:39 | 0 Comments
Çek veya Senet kırdırmak caiz midir?
05:35 | 0 Comments
Kedi ve köpek alıp, satmak caiz midir?
Fakat köpek alım satımı yasaklayan bazı hadisler bulunmaktadır. (Buhari, Buyu’, 113; Müslim, Müsakat, 39 (1567)
Bu hadislerden yola çıkan Şafii ve Hanbelî mezhepleri köpek satışını caiz görmemektedirler.
Maliki mezhebi Nesâî’de geçen bir hadise dayanarak (Nesai, Buyu’, 91) sadece av köpekleri ile bekçi köpeklerinin satılmasının caiz olduğunu söylemektedir. “Satımı caiz görülen bu köpek grubu içine günümüzde suçluların takibi, uyuşturucu maddelerinin tespiti vb. amaçlar için kullanılan iz süren köpekler de girer.” (Hüsameddin Affâne, Fıkhî ve Ahlâkî Yönleriyle İslam’da Ticaret, Terc: Servet Bayındır, Polen Yayınları, İstanbul, 2007, s: 168)
Hanefi mezhebi ise köpeğin, kendisinden faydalanılabilen bir mal olduğunu, köpek satışını yasaklayan hadisin İslam’ın ilk devirlerine ait olduğunu fakat bunun daha sonra kaldırıldığını söyleyerek her cins köpeğin satışını caiz görmektedir. (Kâsânî, el-Bedâiu’s-Sanâi’, c:5, s: 143)
05:34 | 0 Comments
İcra dairelerinde açık arttırma ile satılan hacizli malları almak günah mıdır?
05:33 | 0 Comments
Ayak Kokusu, Ayak Kokusu Tedavisi, Ayak Kokusu Nasıl Geçer
Ayak kokusu insanları oldukca rahatdiz edici bir hastalık olsada ama ilaçlar,kremler vb türleri kulanılmasıyla ayak kokusununa son vermebilirsiniz.Peki en etkili ayak kokusu kremi veya ilacı hangisi ve nasıl kullanırız diye soranlara sizlere bir kaç krem ismi vericez bunları iyi araştırarak kullanılmasını tavsiye ediyoruz ve doktorunuza danışmadan kullanılmasını tavsiye etmiyoruz.
Ayaklarınızı hergün sıcak suyla ovalıyarak yıkmanızda fayda var ayrıca çok kalın çorap giymemekde de fayda var pek fazla cildinizi terletmemeniz gerekli bunlardan dolayı ayak kokusu ortaya çıkabiliyor.
05:08 | 0 Comments
F.bahçe Şampiyonlar Ligi'nde Yok!
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Fenerbahçe Futbol Takımı'nın 2011-2012 sezonunda Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne katılamayacağını açıkladı.
TFF Yönetim Kurulu'nun olağanüstü toplantısının ardından yapılan açıklamada, UEFA'nın bu yöndeki talebini dün federasyona gönderdiği yazıda belirttiği ifade edilip gelişmeler aktarılarak, "TFF Yönetim Kurulu'nun yapmış olduğu olağanüstü toplantıda gerek Fenerbahçe'nin maruz kalabileceği ağır disiplin yaptırımları gerekse Türkiye Futbol Federasyonunun, yani ülkemizin maruz kalabileceği disiplin yaptırımları göz önünde bulundurularak, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılmaktan men edilmesine karar verilmiştir" denildi.
Federasyonun açıklaması şöyle:
"UEFA, 23 Ağustos 2011'de Türkiye Futbol Federasyonuna gönderdiği yazıda, ülkemizde sürmekte olan şike soruşturması çerçevesinde, Fenerbahçe Spor Kulübünün bu sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılmaktan çekilme kararı vermesi gerektiğini, kulüp bu yola gitmeyecek olursa Türkiye Futbol Federasyonunun Fenerbahçe'yi 2011-2012 sezonunda Şampiyonlar Ligi'ne katılmaktan men etmesi gerektiğini, bu iki yoldan herhangi birisi benimsenmeyecek olursa UEFA'nın kendi disiplin soruşturmasını başlatabileceğini ve Türkiye Futbol Federasyonu, yani ülkemiz aleyhine disiplin yaptırımları uygulama yoluna gideceğini bildirmiştir.
Bu yazı üzerine durum TFF tarafından yazılı olarak derhal Fenerbahçe Kulübüne bildirilmiştir. Fenerbahçe Spor Kulübü, 24 Ağustos'ta TFF'ye gönderdiği cevabi yazıda, TFF'nin bu konuda iddianamenin mahkemece kabulünün beklenmesine yönelik kararına saygı duyduğunu ve kendisine tanınan kısa süre içinde böylesine önemli bir konuda herhangi bir karar almasının fiilen mümkün olamayacağını bildirmiştir.
Bu gelişme karşısında, durum 24 Ağustos'ta TFF Yönetim Kurulu'nun yapmış olduğu olağanüstü toplantıda ele alınmış ve gerek Fenerbahçe'nin maruz kalabileceği, ağır disiplin yaptırımları gerekse Türkiye Futbol Federasyonunun, yani ülkemizin maruz kalabileceği disiplin yaptırımları göz önünde bulundurularak, Fenerbahçe Spor Kulübünün bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılmaktan men edilmesine karar verilmiştir. "
20:28 | 0 Comments
Fenerbahçe Werder Bremen Maç Özeti ve Golü 23 Ağustos 2011
23 Ağustos 2011 günü yapılacak olan Fenerbahçe Werder Bremen maçı ile hazırlık maçında yine iyi bir performans sergilemesini bekliyoruz.Werder Bremen Takımı ukraynada oldukca ligde üst sıralara çıkarak kendini önemsetmişdir ve Süper lig de olan Fenerbahçe ile Werder Bremen arasında 23 Ağustos 2011 (Salı) günü saat 19.30 da D-smart 82.kanaldan canlı izleyebilirsiniz maç bitiminden sonra özet ve golleri hakkında bilgilerede burdan ulaşabilirsiniz.
04:58 | 0 Comments
Turkcell Fatura Kontrol Nasıl Yapılır
Bu kontrol sisteminden nekdar ücret alınıcak sorusuna hiç bir ücret alınmadan öğrenebilirsiniz.Tüm telefon ve cihazlarda uyumludur.
04:44 | 0 Comments
Dinle Sevgili Dizisine Aşk Mesajını Gönder Dizide Adın Geçsin
Fox tv nin sevilen dizisi Dinle sevgili sende aşk mesajını göndermek istiyorsan hemen dinlesevgili.tv sitesine girerek gönderebilirsiniz.İşde size bir fırsat en güzel aşk mesajını yazın dinle sevgili dizisinde seninde mesajın yayınlansın.
Mesajını Göndermek İçin Tıklayınız.
04:43 | 0 Comments
Jorge Luis Borges Google Doğum Günü Logosu 24 Ağustos 2011
04:41 | 0 Comments
1 litre benzinle 659 kilometre yapan çevreci otomobil - Video
02:30 | 0 Comments
Yıldız Tilbe Kimdir, Yıldız Tilbe Hayatı, Yıldız Tilbe Biyografisi
Bir gece çalıştığı kulübe gelen Sezen Aksu ile tanıştı ve onun daveti üzerine İstanbul'a gelerek vokalisti oldu. İstanbul'da bir süre barlarda çalıştı ve Aydın Oskay'la anlaşarak "Delikanlım" isimli şarkısı ve aynı ismi taşıyan albümüyle müzik piyasasına oldukça iyi bir giriş yaptı. Bu sıralarda yaşam öyküsü neredeyse medyanın tamamı tarafından yayınlandı.
İlk klibini Cenk Torun'la birlikte oynadığı "Delikanlım" adlı parçaya çekti. Sonraki albümlerinde da başarılı çıkışlar yaptıysa da, ilk albümünde yakaladığı popülariteyi yakalayamadı. Bu süreçte adı daha farklı nedenlerle anıldı. Yıldız ise söz konusu süreci ve bunun müziğine yansımalarını,"Yaşadıklarımla anıldığım için, şarkılarım dikkate alınmadı" şeklinde yorumluyor.
Yaşadığı her kötü olaydan bir ders çıkarttığını ve müzikle ilgili olan herşeyin kendisine büyük mutluluk verdiğini söyleyen Yıldız, hedefinin ileride de işini iyi yapan bir sanatçı olmak olduğunu ve ömrünün yettiği yere kadar da müzik yapacağını belirtiyor. Tarkan ve Deniz Seki gibi pek çok ünlü şarkıcıya şarkı sözleri veren Yıldız, müzik piyasasının üst sıralarında olmasına rağmen, bir şekilde "farklı" durmayı başararak kendine özgü bir yer ve denge tutturmuş durumda. Toplumun değişik kesimleri tarafından bu kadar çok seviliyor olmasını belki de bu durumuna yormak gerekiyor.
Kendi deyimiyle, "kara kuru, 45 kiloluk birisi" olan Yıldız'ın sözlerinde ki derin anlamları yakalamak ve notalarında, ondaki insancıllığı duymak, o içten gülüşündeki gerçekliği görmek, okadar da zor değil.
Yıldız Tilbe, doğal insancıl ve yaptıklarından gerektiği zaman pişmanlık duyabilen biri. "Delikanlım" albümünden sonra yayınladığı "Dillere Destan" (1995) albümü de iyi eleştiriler aldı ve çok satan bir albüm oldu. Yıldız Tilbe ilerleyen yıllarda sırasıyla "Aşkperest" (1996), "Salla Gitsin Dertleri" (1998), "Gülüm" (2001), "Haberi Olsun" (2002), "Yürü Anca Gidersin" (2003) "Yıldız'dan Türküler" (2004) ve yine 2004 yılında "Sevdiğime Hiç Pişman Olmadım" isimli albümleri çıkardı.
Kürdüm ama Kürtçe şarkı okumam
Türkiye'nin dört bir yanından derlediği 20 türküden oluşan "Yıldızdan Türküler" adlı albümü 15 Nisan'da piyasaya çıkan Yıldız Tilbe, "Suna" adlı uzun havanın klip çekimi için kamera karşısına geçti. Beykoz Fidanlığı'nda çekilen klipte başındaki yazma ile dikkat çeken Tilbe, gösterilen ilgiden çok memnun olduğunu dile getirdi:
"Çok mutluyum... Ben söylüyorum, insanlar dinliyor, beni seviyorlar. Bundan güzel mutluluk olabilir mi' En güzeli de beni seven insanların verdiği oylarla aldığım ödüller."
Fotoğrafçı Ali Erişmez'e yöresel kıyafetler içinde poz veren Yıldız Tilbe, albümdeki tüm türküleri canlı sazlar eşliğinde okudu. Karacaoğlan'dan Aşık Mahzuni ve Pir Sultan Abdal'a kadar birçok ozandan derlediği türkülerde elektronik saz aleti çaldırmak istemeyen Tilbe, çalışmada hiç Kürtçe şarkıya yer vermemesini ise şu sözlerle açıkladı:
"Annem Tunceli, babam Ağrılı. Ben bir Kürt kızıyım, bunu herkes biliyor. ama albümde Kürtçe türkü okumadım. Anadilimin Türkçe olması bir yana, insanların herhangi bir siyasi anlam çıkarmalarını da istemedim. O yüzden Türkçe okudum. Benim Kürt olduğumu bilmeyen yok. ama bu ülkede yaşıyorum, anadilim Türkçe ve Türkiyemi, insanını çok seviyorum. Albüm eski albümlerim kadar çok beğenilecek ve sevilecek. Genç insanlara türkülerimiz aracılığıyla bizim özümüzü sunmak istedim. Bu türküler de eminim her yerde söylenecek."
Müzik dünyasının pek çok önemli ismine besteleriyle destek veren Yıldız Tilbe'nin en büyük sıkıntısı ise, farklı düzenlemeler nedeniyle şarkılarının tümüyle değişiyor olması:
"Benden eser alan birçok sanatçı var. Şarkılarımı onlardan dinlemek çok hoşuma gidiyor. ama bazen istediğim şekilde olmuyor, üzülüyorum. Çok değişik okuyorlar, değiştiriyorlar. Açıkçası zaman zaman bu zoruma gidiyor."
Ailesiyle yaşayan, başarısında en büyük pay sahibinin yine onlar olduğunu söyleyen Yıldız Tilbe, müzik dünyasına damgasını aşk şarkılarıyla vursa da şu sıralar özel hayatında kimsenin olmadığını belirtiyor. Tilbe "Şarkılarımı yaparken yaşadığım aşklardan etkilendiğim doğru. ama şu an hayatımda kimse yok. Yarın ne olur bilinmez. Gerçekten çok seveceğim bir insan olursa evlenirim" diye konuşuyor.
Albümleri
Sevdiğime Hiç Pişman Olmadım (2004)
Yıldız'dan Türküler (2004)
Yürü Anca Gidersin (2003)
Haberi Olsun (2002)
Gülüm (2001)
Salla Gitsin Dertleri (1998)
Aşkperest (1996)
Dillere Destan (1995)
Delikanlım (1994)
00:19 | 0 Comments
Dokunmatik cep telefonlarında ne gibi sorunlar yaşanabilir?
İlk Apple iPhone’dan beri dokunmatik ekranlar cep telefonlarının vazgeçilmezi haline geldi. Üreticiler iş telefonlarından multimedya telefonlara kadar bütün telefonlarda bu yeni ekranları kullanmaya başladılar. Büyük ekranlar ve tuşlarla uğraşmadan doğrudan dokunarak kullanım: Eski telefonlar kolaylık ve etkin kullanım açısından dokunmatik ekranlıların yakınından bile geçemiyor. Ama dokunmatik ekranların kusurları da yok değil.
Can sıkıcı kaydırma özelliği
Uzun listelerde kenardaki kaydırma çubuğunu sürükleyerek ilerlemek kimi telefonlarda düşündüğünüz kadar kolay değil. Uzun metinleri yazmak da kimi zaman dokunmatik ekran sahipleri için bir eziyete dönüşebiliyor.
Dokunmatik ekranların donanım sorunları da yok değil: Kimi modellerde güneş altında ekranı görmek neredeyse imkânsız. Yazın ortasında plajda güneşlenirken ekranda yazanları görmek için havlunuzun altına saklanmanız gerekebilir.
Bir de telefonun mekanik tuş takımı yoksa ve sanal klavyesi de küçükse işin bütün zevki kaçabilir. Bu yüzden dokunmatik ekranlı bir cep telefonu almadan önce mutlaka ileriki sayfalara göz atmanızı öneriyoruz.
Pil canavarları, düşünme araları ve görüş sorunlar
Pardon, burada bir priz var mı?
Ne kadar büyük ekran, o kadar fazla güç tüketimi – mantıklı bir sonuç. Ama çoğu telefon geliştiricisinin göz ardı ettiği bir konu. Örneğin HTC’nin Touch Pro’su en yüksek sinyal gücünde bile ancak üç saatlik bir görüşme sağlıyor. Touch Diamond2ondan da kötü: 2,5 saat. Bu gün içerisinde fellik fellik priz aramanıza sebep olabilir. Duvara bağlı bir cep telefonu istemiyorsanız bu konulara dikkat etmelisiniz.
Son senelerde pil teknolojisinde büyük gelişmeler olmadı. Yakıt hücreleri hâlâ bilimkurgu filmleri kadar uzak. Ama pil ömrünü uzatan teknolojiler var. Örneğin Samsung’un i8910 HD’de kullandığı AMOLED ekranlar. Daha az enerji tüketen ve daha parlak, daha keskin ve daha gerçekçi renklere sahip bu ekranlar ne yazık ki diğer üreticilerde yok.
Gölge oyunları
Plajda rahat rahat uzanırken çalan cep telefonunuzda kimin aradığını görmek ya da bir kısa mesaj yazmak kimi telefonlarda hiç kolay değil. Ekran parlaklıkları düşük olan kimi dokunmatik ekranlılar kullanıcılarına oldukça zor anlar yaşatabiliyor. Örneğin Samsung’un AMOLED teknolojisine geçmeden önce çıkardığı i900 Omnia. Aynısı HP iPAQ Data Messenger için de geçerli. Hatta bazı iPAQ kullanıcıları telefonlarının normal gün ışığında bile kullanılamadığından şikâyetçi.
Lütfen bekleyin…
Dev bir ekrandaki grafik gösteriler işlemci gücü de gerektiriyor. Ama bu da çoğu dokunmatik ekranlı telefonda atlanılan bir konu. Özellikle Windows Mobile kullanan telefonlarda bu bekleme süreleri oldukça can sıkıcı bir hal alabiliyor. Arka planda çalışan yazılımlar yüzünden diğer işlemler oldukça yavaşlıyor. Bu yüzden HTC, Touch Diamond2 gibi Windows Mobile’lı cihazlarında 528 MHz’lik işlemciler kullanıyor. Sony Ericsson G700 ise bunun yarısıyla idare etmek zorunda kalıyor. Ama bu durum değişmek üzere. Çünkü bu sorunu fark eden üreticiler hızlı işlemciler kullanmaya başlıyorlar. Bunun en canlı örnekleri ise Toshiba’nın 1GHz’lik işlemciye sahip telefonu TG01 ve Samsung’un ek bir grafik işlemcisi de olan 800 MHz’lik i8910 HD’si.
Ama insanı sinir eden bu bekleme sürelerinin tek sorumlusu işlemciler değil. Hassas olmayan dokunmatik ekranlar da işlemciler kadar suçlu. Örneğin yine Samsung i900 Omnia bu konuda başarısız olanlardan. Basıp basmadığınızı anlayamıyorsunuz. RIM’in bu konuda Blackberry Storm’daki çözümü ise algıladığında yaptığı titreşimi.
Uzun listeler, minik simgeler ve zor dokunuşlar
Özellikle telefona göre özel olarak düzenlenmiş Windows Mobile sistemli telefonlarda listelerde gezinmek oldukça zor olabiliyor. Böyle durumlarda da parmağınızla kaydırma yapmak tam anlamıyla bir şans işine dönüşüyor. Çoğunlukla kaydırmaya başladığınızda yanlışlıkla bir program açıveriyorsunuz. İstenmeyen bir durum, ama çoğunlukla olan bu. Örneğin Samsung S8300 UltraTouch oldukça kontrollü bir parmak gerektiriyor. Ufak bir yanlış hareket bambaşka yerlere gitmenize sebep olabiliyor. Aynı durum Sony Ericsson G700 için de geçerli. Burada da ekranın hassasiyetinin az olması kaydırmayı çekilmez kılıyor.
Iska!
Aslında bir zamanlar dokunmatik ekranlar parmakla kullanılamıyordu. Çoğunlukla kullanılan özel kalemlerden parmakla kullanıma geçiş Apple’ın iPhone’u sayesinde oldu. Ama bu eski kalemlerin sonunu getirmedi. Hâlâ Nokia 5800 XpressMusic ve çoğu Windows Mobile telefon bir stylus kalem ile beraber geliyor. 5800 XM’nin gövdesine yerleştirilen kalem uzun metinlerde oldukça yardımcı oluyor.
Windows Mobil’li telefonlarda ise durum biraz daha başka. Burada birçok simge ve bağlam menülerindeki seçenekler o kadar küçük ki parmakla isabet ettirmek neredeyse imkânsız. Problemin çözümü ise WM 6.5 ile geliyor. Microsoft 2010′da piyasaya süreceği Windows Mobile 7 ile de kalem kullanımına tamamen veda etmeyi planlıyor. iPhone’daki gibi kapasitif ekranlar ise kalemle kullanılamıyor. Bu ekranların elektrik akımını ileten parmağınıza ihtiyaçları var. Bu yüzden soğuk kış aylarında eldiven giydiğinizde kullanılamıyorlar. Benj zer şekilde uzun tırnaklar da bu ekranlar için uygun değil.
Dokunma hissi
Bir metin yazmanın en kolay yolu mekanik tuş takımı. Dokunmatik ekranlı telefonların ise çoğunlukla tuş takımı yok. Sony Ericsson X1, HTC Touch Pro serisi ve Nokia N97 bu sınıfın istisnaları. Dokunmatik ekranlarda metin yazmak için ise sanal klavyeleri kullanmanız gerekiyor. Kolay bir kullanım için de klavyenin hem yatay hem dikey durumda kullanılabilir olması gerekiyor. Ama gerçekte bu pek mümkün olmuyor. Yerlere göklere sığdırılamayan iPhone bile bu özelliği son 3.0 güncellemesiyle kazanabildi.
Sanal klavyelerde önemli olan tuş simgelerinin büyüklüğü ve sık kullanılan özel karakterlerin kolay erişilebilir olması. İlki zaten herkesin tahmin edebileceği gibi yazım işini kolaylaştırmak için. İkincisi ise bir virgül koyabilmek için bin bir özel karakter sayfasına girip çıkma zorluğunu yaşamamak için. Bunun en kötü örneği Windows Mobile klavyesi. Ama neyse ki bunun farkında olan HTC ve Samsung gibi çoğu üretici kendi özel klavyelerini oluşturuyor.
Parmağınızı bu modellerden çekin!
Samsung SGH-i900 Omnia
Donanım konusunda Omnia en iyi dokunmatik ekranlı telefonlardan: Kablosuz ağ, HSDPA, GPS ve 5 MP’lik bir kamera. Windows Mobile 6.1 kullanan telefonun malzeme kalitesi ve işçiliği de aslında çok güzel. Ama ekranı bütün bu artıları eksiye çevirebiliyor. Ekranı sadece 240 x 400 piksel çözünürlüğe sahip ve dokunuşlarınıza geç tepki veriyor. Parmakla kullanım ise çok zor. Bu yüzden kaleme muhtaç kalıyorsunuz. Samsung’un kalem için kasada bir yer ayırmamış olması ise bunu zorlaştırıyor. Taşıma kablosunda asılı olan kalem taşıma sırasında rahatsız edebiliyor. Telefonun menü düzeni ise kullanımı oldukça zorlaştırıyor. Kullanıcı çok kolay menüler arasında kaybolabiliyor.
HP iPAQ Data Messenger
Omnia’da olduğu gibi HP iPAQ’ta da özellikler kâğıt üzerinde insanı büyülüyor, ama pratikte kullanım kan ağlıyor. Dokunmatik ekrandan ve dokunmatik tuşlardan oluşan yönetim takımı başarısız. Çoğu zaman birkaç kez daha dokunmanız gerekiyor. Bunun yanında mekanik QWERTY klavyesi var. Ama bu da telefonun 161 gram ile oldukça ağır bir telefon olmasına sebep oluyor. Ekran çözünürlüğü de oldukça düşük: 2,8 inçlik ekran sadece 240 x 320 piksel çözünürlüğe sahip. Bu,i normalde 2,2 inçlik ekranlarda karşılaştığımız bir çözünürlük.
Samsung S8300 UltraTouch
S8300, i900 Omnia ile benzer hatalara sahip. Burada da kaydırma işlemi oldukça zor. Bir süre sonra kaydırmaya alışabiliyorsunuz, ama hatayla başka programlar açmaktan kurtulmak mümkün değil. Buna karşın telefonun tuş takımı da olması oldukça güzel. Pil ömrü ise düşük tüketimli AMOLED ekranına rağmen oldukça kısa: 3 saat 15 dakikalık konuşma süresi her akşam şarj etmeniz anlamına geliyor.
Samsung SGH-F490
F490′ı deneyenler özellikle kullanım açısından “yetersiz” notu veriyor. Aslında Samsung’un “parmak dostu” olarak geliştirdiği telefon bu konuda da yüksek bir not alamıyor: Kaydırma işlemi burada da sorunlu. Dokunmatik ekran titreşimlerle kullanıcısına haber verebiliyor, ama bu her zaman komutun işleneceği anlamına gelmiyor. Bu yüzden bir simgenin üzerine defalarca basmanız gerekebiliyor. Bu durumlarda Samsung’un eklediği kalem imdadınıza yetişiyor. AMOLED döneminin öncesinde çıkan telefonun ekran renkleri ise biraz soluk.
Sony Ericsson G700
Kablosuz ağ ve HSDPA desteği olmayan bir internet telefonu sizce olabilir mi? Sony Ericsson’a göre olabilir. G700′ü ucuzlatmak için yanlış yerlerden kesinti yapan Sony Ericsson’un bir başka hatası ise 2,4 inçlik küçük bir ekranla yetinmesi. Zaten UMTS gibi yavaş bir bağlantı ile internette gezinmeye çalışan kullanıcıların canını bir de bu küçük ekran sıkıyor. Ayrıca dokunmatik ekranla ana menü dışında gezinmek de oldukça güç. Bu sorunlar kendini “internet telefonu” olarak tanımlayan bir telefon için oldukça kritik. Eğer böyle olmasaydı bu telefon için ortalama bir telefon diyebilirdik.
Dokunun, dokunun, çekinmeyin
Sıradaki beş telefon ise bizim favorilerimiz. Bunlar da sorunsuz değiller, ama diğerleriyle karşılaştırıldığında mükemmeller.
Apple iPhone 3G S
Şu anda kullanım açısından iPhone 3G S’ten daha iyi bir telefon yok. Çoklu dokunmatik telefonun cam ekranı sayesinde artık çiziklerden de korkumuz yok. Cihazın malzeme ve işçiliği de harika. Sallanan, oynayan hiçbir şey yok, her şey yerli yerinde. Apple yeni iPhone 3G S’e HSDPA (Phase III), MMS desteği ve daha iyi bir kamera da eklemiş. Bütünleşik iPod özelliği, kablosuz ağ ve GPS de eski modelde olduğu gibi bu modelde de var. Eklenen yeni özelliklerle sistemin yavaşlamaması için de işlemci hızı arttırılmış. Konuşma süresi ise yaklaşık beş saat ile oldukça yeterli. Kolay çizilebilen arka yüzey ve sadece servis tarafından değiştirilebilen pili ise iPhone 3G S’in eksileri.
Samsung i8910 HD
Altı saatlik pil ömrü ile i8910 HD neredeyse bir rekora imza atıyor. Ama Symbian’lı telefonun maharetleri bu kadar değil: 3,7 inçlik AMOLED dokunmatik ekranın renkleri ve keskinliği harika. Kaydırmalar da oldukça başarılı. Ayrıca HD videolar (1.280 x 720 piksel) çekebilen 8MP’lik kamerası da oldukça etkileyici.
LG KM900 Arena
LG, Arena’da kendine özel S-Class arayüzünü kullanmış. Bu yüzden sadece Java uygulamaları yükleyebiliyorsunuz. Bu konuda Java Symbian ya da Windows Mobile’ın oldukça gerisinde. Sistemin üç boyutlu döner yapısı ise hızlı tepki veren ekran sayesinde oldukça kolay ve eğlenceli. Görünüşe önem veren LG tarayıcı ve resim gösterme işlevlerine çoklu dokunmatik özelliğini de eklemiş. Tuş takımı olmayan Arena’nın sanal klavyesi dikey konumda biraz zor kullanılıyor. Bunun dışında KM900 Arena kablosuz ağ, HSDPA ve GPS desteğini de beraber getiriyor. Yalnız telefonda GPS için önyüklü bir yazılım yok.
HTC Touch Diamond2
Eğer QWERTY tuş takımı olmayan bir dokunmatik ekranlı telefon düşünüyorsanız size HTC Touch Diamond2′yi rahatlıkla önerebiliriz. Touch Diamond2′nin işletim sistemi Windows Mobile, ama bunu fark etmeniz oldukça zor. HTC’nin kendine göre uyarladığı işletim sistemi ve özel TouchFLO arayüzü oldukça başarılı. Bu sayede Windows’un küçük simge problemi tarih olmuş. Telefonun bir önceki sürümüne oranla ekran daha kolay tepki veriyor. Telefonun tek eksiği ise ancak üç saat konuşmaya dayanabilen pili.
Nokia N97
Nokia N97′de bekleme süreleri yok: Ekrana dokunur dokunmaz tepki alıyorsunuz. Kaydırma işlemleri de insana iPhone’u anımsatıyor. 3,5 inçlik ekranı ise devasa. Symbian S60′ın uyarlanmış arayüzü oldukça kolay bir kullanım sağlıyor. Ayrıca telefonun QWERTY klavyesi en büyük artılarından. Klavyede harflerin yanında özel karakterler bile var. Diğer donanım özellikleri ise bu sınıfın standartlarına uygun: Kablosuz ağ, HSDPA, GPS ve 5MP’lik kamera. (Chip)
06:54 | 0 Comments